Kadınlar savaşa karşı nöbet tuttu
Barış İçin Kadın Girişimi, yeni bir operasyonun ayak seslerinin yankılandığı bu günlerde Türkiyeli kadınların savaşa karşı barış sesini yükselttiğini göstermek için nöbetteydi. Kadınlar “Bu ükede savaşın sonuçlarını yaşayan tüm kadınlar olarak barışçıl çözümün görüşmelerle sağlanacağını aylardır, yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Dün olduğu gibi bugün de savaşın, şiddetin, silahların sesine karışan barışın, hayatın, kadınların sesini birlikte yükseltiyoruz” dediler. Taksim’de gece yarısına kadar sürmesi planlanan nöbet, polisin izin vermemesi nedeniyle erken sonlandırıldı.
Türkçe, Kürtçe, Ermenice, İngilizce, Arapça pankartlardan ve dövizlerden oluşturdukları barış noktasında yapılan eyleme, Şair Yazar Gülsüm Cengiz, Akademisyen Nazan Üstündağ, Nükhet Sirman, Şemsa Özar, Sanatçı Ayşa Damgacı, İlkay Akkaya, Yasemin Göksu, Rojda, Serap Yağız ve Türkiye Barış Meclisi üyesi İlkin Manya da katıldı.
Türkçe ve Kürtçe okunan açıklamada kadınların neden barış noktalarında buluştuğu şöyle ifade edildi: “Biliyoruz ki savaşın yol açtığı nefret ve düşmanlık dili evlerimizde, gazete, televizyon haberlerinden dizilere kadar yaygınlaşarak erkek egemenliğini güçlendiriyor. Dağlara yağdurulan bombalar, ağırlaşarak süren operasyonlar yaşadığımız toprakları kimsenin güvende olmadığı bir cehenneme çeviriyor.”
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de eylem süresince barış noktasındaydı. “Bu savaşı Türkler adına yaptığınızı söylüyorsanız işte Türk kadınları da burada. ‘Bizim adımıza savaş kararı almanıza izin vermiyoruz’ diyorlar. Biz Kürt kadınları da savaş istemediğimizi yıllardır söylüyoruz. Buradan AKP’li, MHP’li, CHP’li kadınlara da sesleniyoruz, Türkiyeli kadınlar sizi çağırıyor. Kadınlar barış istiyor. Siz de bu sese ortak olun” diye seslendi.
Farklı illerden kadınlarla canlı bağlantıların yapılması planlanan etkinlikte polis ses aracının alana girmesine izin vermediği için bu bağlantılar gerçekleştirilemedi.
Sanatçıların katılımıyla şarkılar, türküler ve şiirlerle devam eden etkinlik, polisin kadınların çevresini sarması ve etkinliğe daha fazla izin vermeyeceklerini söylemesinin ardından erken bitirildi.
17 Eylül’de tüm Türkiye’den kadınlar olarak barış talebiyle Ankara’ya yürüyecek olan kadınlar, tüm kadınları eyleme destek vermeye çağırdı.
Çeşitli yerlerde kurdukları barış noktalarında savaş ortamının kadınların günlük hayatlarına nasıl etkilerde bulunduğunu anlatan kadınlar, son barış noktasında şunların altını yeniden çizdiler:
- 30 yıldır süren savaşın yarattığı nefret, korku ve düşmanlık ortamı şiddeti normalleştiriyor
- Savaş zamanı erkekler daha hoyrat ve acımasız olmaya çağrılıyor, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz artıyor
- Kadınlar göçe, en kötü, en güvencesiz, en geleceksiz işlere mahkum ediliyor
- Giderek daha da ağırlaşan ev işlerine mahkum ediliyor, çalışma ve eğitim olanaklarından yararlanamıyor, ana dilde eğitim yasaklanması kadınların kendilerini ifade etmesini engelliyor,
- Kadınların istihdamı, şiddetten korunması için ayrılacak bütçe tank, top, uçak, helikopter ve silaha ayrılıyor
KADINLARIN TALEPLERİ
- Operasyonların durdurulmasını ve silahların susmasını istiyoruz
- Barışçı çözüm için görüşmelerin hemen başlatılmasını istiyoruz
- Ana dil hakkının koşulsuz güvenceye alınmasını istiyoruz
- Tutuklu bulunan tüm kadınların serbest bırakılmasını istiyoruz
- Savaşa ayrılan bütçenin kadınlara ayrılmasını, sığınma evleri, daha iyi sağlık hizmetleri, yaratıcı alanlar için pay ayrılmasını istiyoruz.
Kurmeşli gençler Wiesbaden de ikinci buluşmasını gerçekleştirdiler. .jpg)


5-6 Ekim'de Galatasaray Üniversitesi'nde yapılması planlanan Sebahat Tuncel'in de konuşmacı olduğu
Cumartesi anneleri/insanları, 389. haftada, Devrimci 78'liler Federasyonu tarafından 3 Eylül'de açılan 12 Eylül Utanç Müzesini ziyaret etmek için Ankara'da bir araya geldi.
"Böyle bir hilkati garibenin bırakın dediklerini, ismini bile kaile ve kaleme almak yakışır mı? Ona cevap vermek için harcayacağım zamana, emeğe değer mi?" diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi... Ama böyle bir rezilliğin cevabı da olmalı, kadın köşe yazarlarına baktım da pek bir kaile almamışlar bu fakiri ruhiyeyi! Ancak bu akıl ve ruh yoksunu dişi müsveddesine, bir kadın, bir anne, bir Kürd olarak, cevap vermezsem de kıvranacağım.
Roboski’de kaza yapan askerlerin yardımına koşan katliam mağduru Roboskililer, o anı anlattı. Katliamda oğlunu kaybeden Emine Ürek, ‘Yerde yatan asker bana bakıp ‘anne’ diye bağırınca koştum, elini tuttum. Ölmemesi için dua ettim” dedi. Medya ve bazı çevrelerin bu yardım eline şaşmasına da Emine Ürek şu yanıtı verdi: “Bizim çocuklarımız bombalandığı zaman bizim yardımımıza gelmediler ama bizler onların yardımına koştuk. Bizimki anne yüreği” dedi.
Yargıtay’ın, "Sosyalist Gençlik Derneği’nin MLKP/KGÖ ile organik bir ilişkisi tespit edilememiştir” kararı bulunmasına karşın, Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunan Balıkesir Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Uğur Ok, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
