Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

YAŞAYAN BİR EFSANE: BABA BERTAL----Ali Baran Doğan

Yaklaşık bir aydır rahatsız olan Baba Bertal (Bertal Bilge) bugün öğleden sonra Hakka yürüdü. Dersim’in son simgelerinden olan Baba Bertal yarın saat 12.00’da Cemevinde düzenlenecek olan cenaze törenin ardından Kheyikan (Baylık) köyünde toprağa verilecek.  Daha önce Ali Baran Doğanın makalesini  tekrar yayınlıyoruz.Bütün Dersimlilerin başı sağolsun..

Dersim coğrafyası, politikliği kadar “delilerine” verdiği değer ile de bilinir. Öyle ki “deli heykeli” olan Türkiye’de tekdir, dünyada ise birkaç yerden biridir. Dersim' de “deliler” evliya, derviş, abdal olarak anılır. Dersim'in, delilerine verdiği önem yaşadığı toplumsal travmaların bir sonucu mu yoksa, Kızılbaş Aleviliğinden mi kaynaklanmaktadır, bilinmez. Bilinen gerçek ise Dersim'in delileri dünyanın en şanslı olanlarıdır.


Şehir merkezine gelenlerin karşılaştığı Seyuşen heykeli yabancıların hemen dikkatini çeker ve ilk sordukları “kim bu?” olur. Bir deli dendiğinde ise ilk başlarda inanmaz, hikayesini dinledikten sonra ise şaşkınlığını gizleyemez. İşte bu merakın sonucunda Dersim'de yaşayan başka Seyuşen var mı diye sorulduğunda herkesin işaret ettiği isim ise Baba Bertal olur.
Baba Bertal, Dersim'e mal olmuş isimlerdendir. Halen hayatta olan ve çok sevilen Baba Bertal adeta yaşayan bir efsanedir. 

Bertal ince, uzun boyludur. Çok saf ve temiz biridir. Pek pantolon giymez, hep şalvar giyerek dolaşır. Dili biraz kekemedir. Konuşurken zorlanmasına rağmen, halk onu konuşturmak için uğraşır. Baba Bertal’in diğer bir özelliği ise halk deyimiyle “güneş yüzü görmemiş küfürler” etmesidir. Bu güneş yüzü görmemiş küfürler ise halkı rahatsız etmez. Baba Bertal eğlencenin, düğünlerin de baş müdavimidir. Yaptığı bayılma numaraları, kılık değiştirmeleri ile her zaman neşe kaynağıdır. Sürekli sigara içen Baba Bertal’in sigarası eksik olmaz ve hep kaliteli sigara içer.

Dersim'in bu yaşlı ve sevimli “delisi” ile ilgili bir çok hikaye anlatılır. Bunların ne kadarı gerçektir, ne kadarı efsanedir, bilinmese de anlatılır durur. Bu hikayelerin bir çoğu halkın özlemlerini yansıtır aslında. Halkın neye öfke duyuyorsa, ne istiyorsa, nasıl görüyorsa bunu Baba Bertal üzerinden anlattığı da su götürmez bir gerçektir. Baba Bertal bir bakarsınız işkenceci bir polis ile anlatılır, bir bakarsınız köye operasyon yapan bir asker ile.
Halk arasında çok anlatılan bir Baba Bertal hikayesi şöyledir: Baba Bertal takım elbise ve kravatla geziyor, ama köye gideceği zaman mekanın ruhuna uygun şalvarı, uzun kollu bol gömleği, şal kuşağı ve yeleği tercih ediyor. On sene önce, işte böyle bir kıyafetle boşaltılmış olan Aktuluk köyüne doğru gidiyor. Farkında olmadan askeri yasak bölgeye giriyor. Kontrol noktasındaki askerler, Baba Bertal’ı görünce şaşırıyor. Dur ihtarından sonra havaya ateş açıyorlar. Baba Bertal dönüp şöyle bir bakıyor ve köye doğru yürümeye devam ediyor. "Yasak baba giremezsin" diye bağırıyorlar, dinlemiyor. Yeni tayin olan genç üsteğmen geliyor, ateş emri veriyor. Askerler 40-50 kurşun sıkıyorlar üzerine. Uzaktan Baba’nın şalvarının ve yeleğinin isabet aldığı yerlerden havalandığını görüyorlar. Baba Bertal ormana dalarak ortadan kayboluyor. Komutan, Baba’nın cesedini çıkarmak için arama emri veriyor. Fakat ne bir kan izine rastlanıyor ne de Baba’nın cesedine.

Akşam şehre dönen genç subay, olup bitenleri Tuncelili bürokratlara anlatıyor. Onlar, "sen ne yaptın, o Allah’ın meczup bir kuludur, yazıktır, günahtır" diyor. Sabaha kadar uyuyamıyor komutan. Ertesi gün yanına birkaç asker alıp Aktuluk köyüne gidiyor. Köyün meydanında Baba Bertal’i görüyor. Hazret, bir kapının önünde bağdaş kurmuş, ağızlığa takılı sigarasını tellendiriyor. Üsteğmen yanına gidip elini öpüyor. Baba, şalvarındaki, yeleğindeki delikleri gösteriyor: "Arılar çıktı kovanlarından, vızz vızz vızz edip buraları deldi. D... torbasını da ısırıp gitti..." diyor gülerek. Dersimliler bu olaydan sonra, Baba Bertal’in kurşun geçirmez olduğuna inanıyor.
Dersim kültürünün önemli bir parçası haline dönüşmüş olan bu “deli” hikayeleri, bir yönüyle de özlemdir. 38'i yaşamış bir toplumun sıkılan kurşunlara karşı ölümsüzlük arzusunu Baba Bertal şahsında dışa vurumudur.

Toplumların temel karakteristiği değil midir! Özlemlerini mitleştirip, efsaneleştirip kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarması. Seyuşen de Baba Bertal da bu anlamda Dersimlinin çekilen acılarının, yaşanan sürgünlerinin bir görünümüdür; Saf ,temiz, dervişane...