Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Açlık Grevi Bir Ayı Geçti

Strasbourg’daki St. Maurice Kilisesi önünde 1 Mart’tan bu yana beşi kadın 15 kişinin sürdürdüğü süresiz-dönüşümsüz açlık grevine destek amacıyla başlatılan dönüşümlü grevler de devam ediyor. Dönüşümlü açlık grevini, önceki gün beşinci grup devraldı. Avrupa’nın farklı yerlerinde gelenler arasında önemli isimler de yer alıyor. 42 kişiden oluşan yeni grupta özellikle KONGRA GEL Başkanı Remzi Kartal, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, PJAK Başkanı Hacı Muhammedi, THKO liderlerinden Teslim Töre, Sosyalist Parti’den Mahir Sayın, KNK Yürütme Kurulu üyeleri Adem Uzun ve Nizamettin Toğuç, KNK üyeleri Ali Yiğit ve Ali Matur, PYD’den Dara Ahmet ve Öcalan’ın avukatlarından Mahmut Şakar yer alıyor. Dönüşümlü grev beş gün sürecek. 

Başta CPT ve Avrupa Konseyi olmak üzere Avrupa kurumları sessizliğini korurken, 15 kişinin sağlık durumu giderek kötüleşiyor. Grevcilerin sağlık durumunu izleyen Dr. Fahrettin Gülşen, grevcilerde 15 kiloya varan kilo kayıpları yaşandığını söyledi.
Açlık grevi eylemcileri ziyaret eden BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel ve Sol Parti Hamburg Milletvekili Cansu Özdemir, eylemcilerin taleplerini sahiplendiklerini söyledi.
Eylemciler, CPT’den 27 Temmuz 2011’den bu yana avukatları ile görüştürülmeyen Öcalan için bir an önce harekete geçmesini isterken, genel anlamda Öcalan ve tüm siyasi tutsakların özgürlüğü, Kürtler üzerindeki baskılara son verilmesi, PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması, AB’nin sorunun barışçıl çözümü için rol alması, Kürtlere siyasi statü tanınmasını istiyor.
Aynı taleplerle 15 Şubat’tan bu yana 400 siyasi tutsak Türkiye cezaevlerinde açlık grevinde bulunurken, bu sayı Mart ayında bine yükseldi, 1 Nisan’da ise yeni katılımlarla bin 500’e çıkması bekleniyor. 

Kartal: Halk belirleyici olacak

KONGRA GEL Başkanı Remzi Kartal, ilgili kurumlardan taleplere yönelik hiçbir adım atılmadığını anımsatarak, bunu ancak Kürt halkının kırabileceğini söyledi. „Aralıksız mücadele etmek gerekiyor. Arkadaşlarımızın taleplerinin yerine getirilmesinde belirleyici olan halkın direnişi ve mücadelesi olacaktır. Halkımız, kendi mücadelesini belirleyici; kendisini de sorumlu görmeli“ diyen Kartal, şöyle devam etti: „2007 yılında Strasbourg’da tecride karşı bir açlık grevi gerçekleştirmiştik. 5 yılın ardından bu politikaların devam etmesi nedeniyle açlık grevi yapmak zorunda kalıyoruz. Avrupa ve söz konusu kurumların Kürtlere yönelik politikasında değişen birşey yok. Halkımız mücadelesiyle 2012 yılını Newroz yılı yaparak gösterdiği irade ve direnişe paralel bir duruş sergilemeli. Bu mücadele sergilendiği takdirde 2012 yılı başarı ve özgürlük yılı olacaktır.“

Töre: Gurur duyuyorum

Kürt halkının taleplerine destek verdiğini belirten Teslim Töre, Öcalan’ın eski bir arkadaşı olarak özgürlüğünü savunmanın normal olduğunu söyledi. „Onun için burdayım. Bu talep için aç kalmak önem taşımaz. Böyle bir arkadaş için mücadele etmek benim için gurur verici bir durum“ diyen Töre, Kürt halkının diğer alanlardaki mücadelesini de sonuna kadar desteklediğinin altını çizdi. Çünkü Kürt halkının mücadelesi artık evrensel ve insani bir boyut kazandığını vurgulayan Töre, insan olan her kesin desteklemesi gerekitiğine inandığını kaydetti. Töre, şunları söyledi: „Kürt halkı fazla birşey istemiyor; özgürlük, özerklik ve kendi kaderini tayin etme hakkı istiyor. Bundan daha masumane bir talep olamaz ve ben destekliyorum. 
Halk mücadelesinde her zaman illeriye doğru bir ilerleme görüyorum. Geçmişte faşizme karşı yürüttüğümüz direnişte hiç birşeyimiz yoktu. Çok zayıf bir zeminde güçleri birleştirmeya çalışıyorduk faşizm direniş cephesi için. Bugün kocaman bir dünya var artık. Avrupa’da da bir mücadele yürütülüyor. Uzun Yürüyüş’e de katıldım, o insanları gördüm; dinamik, aktif, atak bir insan topluluğu vardı karşımda. Verdiği mücadelenin ne olduğunu bilen, politize olmuş, politik düzeyi yüksek bir güçtü, sıradan değildi. Avrupa’da, Ortadoğu’nun hemen her yerinde devam ediyor. Her yerinde özgürlük mücadelesi ve örgütü var. Türkiye’de özellikle çok güzel sürdürülen bir mücadele var. Newroz’da hepimiz gördük, Kürt halkı kendi kaderini tayin etmeye çok muktedir bir halk. Bu ne yaptığını bilen bir halktır. 
Benim için bu gurur verici olduğu kadar, moral verici bir durum. Mücadele hiçbir zaman geriye gitmiyor, aksine ileri gidiyor. Bence geriye giden AKP iktidarı, o bayır aşağı inmeye başladı. O geriye gitmeye devam edecek, örgütün mücadelesi ise daha fazla gelişecek ve kazanacak.“

Ehmedi: Halk meydan okuyor
Açlık grevi eylemine karşı sergilenen sessizliğin, Kürt halkını inkar yaklaşımının bir göstergesi ve devamı olduğunu kaydeden PJAK Başkanı Heci Ehmedi, Avrupa’nın Ortadoğu’daki çıkarları için Kürt halkı kurban etmek istediğini söyledi. Kürt halkının, bu ahlaksız politikayı kabul etmediğini ve etmeyeceğini vurgulayan Ehmedi, özellikle Newroz’a dikkat çekerek, „Yanan her ateş Kürtlerin ortak talebiydi. Sadece Türk faşizmine karşı değil, buna seyirci kalan, inkara ve zulme sessiz kalan tüm dünyaya karşı bir meydan okumaydı. Kürt halkı tek millet olduğunu ve ortak taleplerde birleştiğini kanıtladı“ dedi. Ulusal Konferans’ın önemine işaret eden Ehmedi, „Halkın birliği var, halk bunu kendi mücadelesi ile yarattı. Newroz halkın birliğini kanıtladı. Kürdistani güçler de bu konferansı yaparak, ulusal birliği kurumlaştırmalı ve ulusal strateji oluşturmalı„ diye konuştu.

Sayın: Sessizliği yadırgamayalım
Açlık grevi eyleminin, Türkiye tarafından sürdürülen yalancı barış politikalarının da deşifre edilmesine katkı sağlayacağını ifade eden Mahir Sayın, bu amaçla sonuna kadar destek vermeye çalıştığını söyledi. Diğer devletlerden çok fazla tepki gelmemesinin çok önemli olmadığını belirten Sayın, ABD ve Avrupa’nın Türk Hükümeti’ne biçtiği taşeronluk rolünden dolayı bu sessizliği yadırgamadığını kaydetti. Sayın şunları söyledi: „Unutmamak gerekir ki Avrupa’da bir de demokratik kamuoyu ve demokratik halklar var. Bunların desteğinin yanımızda olduğunu günlük pratikler ve gelip ziyaret edenler içinde görüyoruz.“
 
Yiğit: Seferber olmalıyız

Türk devletinin yeni saldırı konseptine karşı her alanda mücadele edilmesinin zorunluluğunu vurgulayan KNK üyelerinden Ali Yiğit, şunları söyledi: ‘’Kürt halkı esir alınmak isteniyor. Kürt halkının da bu saldırılar karşısında kendisini savunması gerekiyor. Açlık grevleri de bu saldırılara karşı bir mücadele biçimi. Hayrilerin, Mazlumların, Kemallerin ve zindanlarda yaşamını yitiren yüzlerce kişinin, direniş sembollerinin mirasıdır. Şüphesiz saldırılara karşı salt bu mücadele yöntemiyle sınırlı kalmak yetersiz kalır. Bu eylemlerin ve mücadele biçimlerinin ülkede, Avrupa’da ve Kürtlerin bulunduğu her alanda aralıksız yürütülerek saldırılara daha güçlü cevap verilmesi gerekiyor. Bireyden, kuruma, halka kadar bu saldırı konseptine karşı mücadele edilmesi gerekiyor. Çünkü her cepheden sınırsız ve şiddetle uygulanan bir saldırı ve zulm politikasıyla karşı karşıyayız. Bu saldırıları boşa çıkarıp karşılık verecek bir mücadele biçimimiz olmalı. Halkımızın bu mücadeyi yürütebilecek kararlılığı ve iradesi var. Bu süreçte her zamankinden daha çok dönemin bize yüklediği sorumlulukları omuzlayarak, yanıt vermemiz gerekiyor. Tüm gücümüzü seferber etmeli ve buna karşı kesintisiz bir direniş sergilemeliyiz. En zorlu süreçleri direnişle karşılayarak güçlü yanıt veren halkımızın, bu saldırı ve imha konseptini de yanıtsız bırakmayarak başarıyla sonuçlandıracağına inanıyorum.“
 
Uzun: 4 Nisan’da Strasbourg’a
Halkın talepleri için bedenlerini açlığa yatıran eylemcilerin irade, moral, kararlılık ve davaya bağlılıklarının derinliğini yeniden gördüğünü söyleyen KNK Yürütme Kurulu üyelerinden Adem Uzun, „Şu ana kadar halkın ve eylemcilerin taleplerine karşı somut bir karşılık verilmemiş olsa da bu verilmeyeceği anlamına gelmemeli“ dedi. Bunu yaratacak olanın, şüphesiz devam eden ve taviz vermeyen mücadele olduğunu kaydeden Uzun, şunları ekledi: „Bu mücadelenin her alanda sürdürülmesi gerekiyor. Bizler de burdaki arkadaşlara destek vermek taleplerine sahip çıkmak ve bu taleplerin bizim de taleplerimiz olduğunu ifade etmek için burdayız. 4 Nisan’da da Strasbourg’da gerçekleştirilecek bir mitingle bu taleplerimizi bir kez daha dile getireceğiz. Taleplerimizi daha güçlü biçimde AK, CPT ve sorumluluğu olan kurumlara iletmek için halkımızı 4 Nisan’da Strasbourg’a bekliyoruz.“

Şakar: Benim için onur verici

„Bir açlık grevi eylemcisi olarak burdayım. Kendileriyle 5 gün de olsa açlığı paylaşmak istedim“ diyen Öcalan’ın avukatlarından Mahmut Şakar, „Onların hedeflerini, inançlarını ve taleplerini de paylaşıyorum. Kürt halkı, Sayın Öcalan’dan başlamak üzere dört bir yanda onurlu bir direniş halinde. Bu direnişin bir parçası olmak bir Kürt olarak benim için onur verici“ diye konuştu.    Kürtlere dayatılan konseptin ancak bir bütün olarak sergilenecek direnişle yenilebileceğini belirten Şakar, şunları söyledi: „Arkadaşlarımızın süresiz dönüşümsüz açlık greviyle ortaya koyduğu eylem de bu döneme denk düşen direnişin bir parçasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle eylem içindeyiz.“


Cardenas: Siz örneksiniz

Almanya Hessen Eyaleti Sol Parti Milletvekili Barbara Cardenas, Strasbourg’taki açlık grevi eylemcilerini ziyaret etti. 
Süresiz dönüşümsüz açlık grevindeki Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyelerinden Fuat Kav ile görüşen Cardenas, partisinin eylemcilerin taleplerini paylaştığını ifade etti. Sol Parti Hessen Eyaleti Meclis Grubu’nun yazılı mesajını ileten Cardenas, Strasbourg’taki eylemcilerin bütün solcu, komünist ve sosyalistler için örnek teşkil ettiğini söyledi. Barbara Cardenas, eylemin bir an önce sonuç vermesini dilediğini de sözlerine ekledi. Fuat Kav ise Cardenas’a desteklerinden ötürü teşekkür etti ve başta Sol Parti olmak üzere, özgürlük ve insan haklarını savunan herkesin eylemlerine aktif destek sunmasını istedi.