Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Le Monde: Türkiye’de özgürlükler hapiste

Fransa’nın yüksek tirajlı gazetesi Le Monde, 50’yi aşkın araştırmacı, yazar ve üniversite profesörünün imzasıyla “Türkiye’de özgürlüklerin büyük hapsi” başlıklı bir makale yayınladı.
Söz konusu makalede, “Bir yandan Türkiye İslami muhafazakar parti AKP’den çıkan hükümetin uzun ömürlü olmasından kaynaklı bir büyüme değeri ortaya koyarken, bu tablonun arka kısmı alarm veriyor: hegemonik bir iktidar üniversite öğretmenleri, araştırmacılar, yayıncılar, öğrenciler ve gazetecilere karşı giderek artan bir baskı uyguluyor. Kitlesel tutuklama dalgaları demokrat çevrelerde korkuyu hakim kılıyor. Adalet var olmayan suçlamalar üzerinden sanıkları aylarca veya yıllarca tutuklu bırakıyor, sonra da geçen pazartesi günü olduğu gibi sivil Kürt hareketini ve aydın desteğini kırmaya yönelik büyük bir siyasi dava (193 sanıklı) organize ediyor” denildi.
Tutuklu öğrencilerin çoğu BDP’li
Araştırma ve eğitim özgürlüklerinin son derece zarar gördüğüne dikkat çekilen makalede, akademisyen Büşra Ersanlı’nın KCK kapsamında tutuklanmasına dikkat çekilerek Ersanlı’ya yöneltilen suçlamaların benzerlerinin binlerce öğrenciye de yöneltildiği, tutuklu öğrencilerin çoğunun BDP gençlik örgütü çalışanı olduğu hatırlatıldı.
Silah ve şiddetin kullanılmadığı ve niyet dahi edilmediği halde genişletilen “terör” tanımlamasına işaret eden makalede, “Bunun sonucu olarak, cezaevi nüfusu sekiz yılda yüzde 250 arttı” denildi.
Erdoğan’ın Türkiyesi!
Makalede şöyle deniliyor: “Keyfi adli kararlarla gelen tüm bu özgürlükleri ihlaller, AKP’nin otoriter yüzünü ve Türk sivil toplumunun geleceği için duyduğu endişelerin nedenlerini ortaya koyuyor. Ekonomik büyümesi ve siyasi istikrarı nedeniyle Başbakan Erdoğan’ın Türkiyesi’nin Ortadoğu için model bir ülke olduğunu ilan etmeye özen gösteren diplomatik çevreler ve uluslararası medya, kamusal, siyasi ve entelektüel özgürlüklere yönelik ihlallere gözlerini yumuyor. AKP’nin kendisini 10 yıl önce kahramanı ilan ettiği demokratikleşmenin uzağındayız. Askeri diktatörlükten miras kalan baskıcı devlet aygıtına yönelmek yerine kendi hesabına geçirdi ve bugün tüm muhaliflere karşı yönetiyor. Bunlar arasında araştırmacılar, gazeteciler, öğrenciler demokratik bir umutla en ağır bedeli ödüyor.”