Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

AKP barışa engel

Stuttgart Barış Meclisi‘nin düzenlediği “Kürt sorununun Barışçıl Çözümünün Önündeki Engeller” paneline konuşmacı olarak 

BDP Eşbaşkanı Gültan KışanakRadikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve Taraf gazetesi yazarı 

Prof. Mithat Sancar katıldı. 7 Temmuzcumartesi günü saat 18.00‘de Bürgerzentrum West‘te yapılan paneli yaklaşık 500 kişi izledi.

Moderatörlüğünü Gazeteci Koray Düzgören‘in ve Barış Meclisi’nden Aynur Karlıklı’nın yaptığı panelde ilk sözü alan Cengiz Çandar, “Barış isteniyor ama bugünden yarına olmaz. Siyasi irade lazım. (…) AKP ve Başbakan Erdoğan, ağzından bir an bile savaşı ve yok etmeyi eksik etmiyor. BDP de buna karşı boş durmuyor. Salı günü yapılmakta olan parti grup toplantılarında, ortamı çok geren konuşmalar yapılıyor. Bu konuşmaların yumuşatılması yararlı olur. (…) Türkiye’nin paradigma değişikliği yapması gerekir, dedim. PKK’yi Kürt isyanının silahlı bir temsilcisi olarak görmek gerekir. Temsilcilerine hakaret etmemek gerekir dedim” vb. sözlerle, yer yer kitleden heyecanlı alkışlar aldı. Sonuç olarak, kitle nabzını iyi tutan ama aslında suya sabuna dokunmayan bir konuşma yaptı.

Kürt siyasi hareketi, bir savunma hareketi değildir

Nitekim ikinci konuşmacı Mithat Sancar, “Cengiz Çandar biraz uyanık bir katır gibi mayınların arasına girmedi” diyerek söze girdi. “90′larda faili meçhuller, köy yakmaları denediler, ama başaramadılar. Başarsalardı, bazı hakları vereceklerdi. ‘Toplumun taleplerine boyun eğmemek’ diye bir gelenek var Türk devletinde. Tandoğancılık deniyor buna. Önce senin talep etme gücünü yok edecek, sonra gerekirse verecek” diyen Sancar direnişin etki gücünü küçümseyen tersten bir denklem kurdu.

Oslo süreci derinleşirken, KCK operasyonlarına başladılar. Bir zafer kazandığını iddia edemeyecek durumda olsun diye. AKP’yi zora sokan en önemli engellerden biri buydu. Kürt siyasi hareketi buna doğru bir yanıt bulamadı. Kürt siyasi hareketi, bir savunma hareketi değildir. İlk yıllarda öyle olabilir. Ama Ortadoğu’da siyasi gelişmeleri etkileme gücüne sahip bir siyasi aktördür” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Asıl Hedef Tasfiye
Son olarak söz alan Gülten Kışanak, “Oslo’ya bakıp, devlet bu yolu tercih etmiştir demek kolaycılıktır.. Görüşmeler sürerken, askeri operasyonlar durmadı, görülmedik oranda siyasi operasyonlar başlatıldı. Asıl hedef tasfiyeyi gerçekleştirmek. 3 yıl boyunca en yoğun baskı sürecini yaşadık. (…) Gerçek anlamda barış nedir? Kürtlerin bir halk olarak kabul edilmesi, tüm haklarının teslim edilmesi. Bize bir yanılsamayla, barışı PKK’nin silahlı güçlerinin tasfiye edilmesi olarak kabul ettirmeye çalışıyor. Sorunun kaynağını tartışmak istemiyor, muhatap almak istemiyor, kiminle konuşacağını tayin etmeye çalışıyor. Muhatap aramıyorlar kendilerine yedeklenecek kişi ve güçler arıyorlar. Arayışların gerçek anlamda barışa yöneldiğini söyleyemeyiz. Aslolan, daha fazla eylem yapmak, sokakta olmak, daha fazla direnmek!” dedi.

Açık ve net olunmalı, yoksa yedeğine düşülür

Sözlü soru sorma şansının olmadığı etkinlikte, sorular yazılı olarak alındı. Cengiz Çandar, “Erdoğan’ı övmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?” sorusuna, “Haksiz bir soru. Bütün ömrümü haksızlığa karşı mücadele ederek geçirdim. KCK tutuklamalarına başından beri karşı çıktım. TRT Ses, seçmeli ders vs. bazı gelişmeler oldu. Buna benzer Kürt haklarını gündeme getirdim ve hep getiriyorum. Bu yüzden Başbakanla aram açıldı” diyerek, yine tribünlere oynadı.

Gülten Kışanak, “Bu devletten ne medet umuyorsunuz?” sorusuna, “Medet ummuyoruz. Kazanıyoruz. Kalleş bir iktidarla karşı karşıyayız. Punduna getirirsek, sırtını yere getiririz hesabında bir iktidar. Arkasındaki oy gücünü kullanarak, herkesi kendine yedeklemeye çalışan bir siyaset. (…) TRT Ses, seçmeli ders vb.nı AKP’nin mucizesi olarak algılamamak gerekir. 30 yıllık bir süreç yaşandı. AKP su anda palyatif rötuşlar yapıyor. Buna karşı açık ve net olunmalıdır. Yoksa yedeğine düşülür” yanıtını verdi.

Mülksüzlerin, Yoksulların Mücadelesi

Yaşanacak Dünya’nın “İşçi-emekçi hareketine yönelecek mısınız? THY grevinin yasaklanması, KESK’teki son tutuklamalar, kiralık işçi büroları vb. konusunda bir şey yapacak mısınız? Genel Grev’e yaklaşımınız nedir?” sorularına, Gülten Kışanak, “Bu apayrı uzun bir tartışma konusu. Emek mücadelesi, sadece sendikal mücadeleye hapsedilmeye çalışıldı. Geniş toplumsal zeminlere açılmalı. Çalışanların haklarına hapseden bir ufuk darlığı asılmalı. Çalışanların yarısı kayıt dışı. Sendikalaşma oranı yüzde 5.9. Sarı sendikacılık iktidara yedeklendi. Emek sarsıcı bir etki yaratabilecek bir gücümüz yok. Mulksuzlerin, yoksulların tamamının mücadelesi olarak görüp genişletilmeli. Kürt sorunu, can yakıcı boyutuyla birinci sıraya çıkıyor” yanıtını verdi. Dört saat süren panel saat 22.30‘da sona erdi.

kaynak.yaşanacak dünya