Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

290. KEZ GALATASARAY MEYDANINDAYDIK....Erdogan Zamur

 

290. haftada Galatasaray Meydanında Cumartesi annelerinin oturma eylemide geride kaldı. Geçen haftaya nazaran daha kalabalıktık. Bu hafta hikayesi anlatılan kişi 15 yıl önce İstanbul Avcılarda evinin önünde elleri telsizli sivil kişilerce kaçırılıp kaybedilen Fehmi Tosun'du. Konuşmasını Kürtçe yapan eşi Hanım Tosun özetle şunları belirti "Bizi herkes duydu, öyleki dünyanın öbür ucunda U2 bile çığlığımızı duydu ama 8 yıldır iktidarda olan hükümet ve başbakan duyamadı. Bu devlet kaybedilen yakınlarımızdan dolayı bizden özür dileyene kadar ve kaybedenleri yargılayana kadar susmayacağız ve iki elimiz yakanızda olacaktır" dedi

                İnsan Hakları Dreneği (İHD) kayıplarla dayanışma komisyonu adına açıklamayaı  İHD'nin yılmaz aktivisti ve aynı zamanda Fermi Tosun'un da avukatı Eren Keskin okudu.  Keskin bu davada Türkiye'nin AHİM de suçlu bulunduğu ve tazminata mahkum olduğunun altını çizerek  kayıpların faillerinin yargılamasınmı istedi.

          Cumartesi Annelerin bu hafta konuklarıda vardı. Bu haftanın  konukları  Türkiyenin çeşitli yerlerinde gelen kendi sendikalarınca içeri dahi alınmayan Tekel işçileriydi. Ellerinde Pankartları  ve karanfillerler analara destek oldular.

 

                                                                            AYKIRI BİR POTRE

                    O yıllardır İHD'nin yıolmaz savunucusu ve aktivisti... O bütün karalamalara rağmen insanların hakkını savunan insan sevdalısı...  O toplumun tabu olarak sunduğu herşeye karşı baş kaldıran asi ruhlu kadın...  O ölümü meyden okuyacak kadar cesur bir dost...

                   Ben yıllar önce  İstanbula geldiğimde o İstanbul İHD şube başkanlığı yapıyordu.  O dönem kaybedilme gözaltı, yargısız infazlar hayatın bir doğallığı olarak görüldüğü bir dönemdi.  Devletin ölüm mangalarının sokak ortasında halkın gözü önünde infaz yaptıkları dönemlerdi.  Bütün bunlara rağmen o her hak ihlalinde orada oldu. O dönem KürtKadın mücadelesi yeni yeni filizleniyordu. Dinsel olguların daha baskın olarak yaşayan  Kürt kadınları onun ayrırı saç modeli ile giyim ve kuşamı, makyajına rağmen içtenliği ve bütün insanlara değer verişi nedeniyle onu bağırlarına bastılar. O Kürt kadınlar için ayrı bir yara sahiptir. Onların dilinde anlamasa bile onlara yaklaşımı nedeniyleo hep gönüllrinin baş konuğu oldu.  O her derde deva olmak için elinde geleni yapıyordu.

                Devlety onu rahat bırakmadı hatta bir dönem avukatlık yapmasını engellemek için her yola başvurdu. Ancak o yılmadı ve direndi. Toplumun geniş kesimince sevilmesinin altında yatan gerekçede bu olsa gerek.

son olarak Kürt anaların söylediği bir sözle bitireyim "HELAL Bİ JÎ TERA EREN KESKİN" (Hela olsun sana Eren Keskin)

Erdogan Zamur