Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersîm Katlıamcıları Atatürk Ve İnönü’dür

Seyîd Rıza: “Ben senin hile ve yalanlarınla baş edemedim. Bu bana dert oldu. Ama ben de senin önünde diz çökmedim. Bu da sana dert olsun”... 

Dêrsim Soykırımı’nın 75. yıldönümü nedeniyle Demokratik Alevi Federasyonu (DAF) bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Dêrsim’in kendine has özgün yapısı görülmeden soykırımın anlaşılmayacağı dile getirildi.

Günümüzde bazı çevrelerin Seyid Rıza’ya iftira attıkları ve O’nu farklı bir şekilde yansıtmaya çalıştıkları belirtilen açıklamada, “Gaflet, delalet ve ihanet Seyid Rıza’nın önderliğini tartıştıramaz. O bizim için hakikat kapısından geçmiş, hakka yürüyen ruhani liderimizdir“ denildi.

Açıklamada, “Dêrsim, egemenlere karşı Kızılbaş inancını, kimliğini ve farklılıklarını korumayı bilmiştir. 1937’ye kadar saldırılara, baskılara, katliamlara ve soykırımlara rağmen varlığını inatla, direnişle sürdürmüş direngen inatçı, coğrafyasıyla bütünleşmiş direniş kalesidir“ ifadelerine yer verildi.

Demokratik Aleviler Birliği’nin açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: “CHP’nin 1925 tarihinden başlayarak, Dêrsim Soykırım tarihine kadar yayınlanan raporları, Dêrsim’in Türk ulus devletinin karşısında asla yaşatılmaması gerektiğini belirtiyor. Sürgün, coğrafyanın Kürd Kızılbaş nüfusundan arındırılması ve bu coğrafyanın insansızlaştırılması da raporların hedefleri arasında bulunuyor.“

 

Katliamcıların başı Atatürk ve İnönü

Soykırım kararının Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılı bir talimatla askeri güçlere iletildiği ve tarihin en kanlı katliamlarından birinin başladığını belirten DAF açıklamasında, dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün de katliamın önemli aktörleri arasında olduğu vurgulanıyor.

Açıklama, 1935 yılında Başbakan İsmet İnönü’nün Şark Gezisi sonrasında kaleme aldığı raporla katliamın ete, kemiğe büründüğü belirtilerek, 3 yıllık bir planın devreye konulduğuna işaret edildi. Açıklamada, İnönü’nün katliamdan sonra, Dêrsim için yeni bir askeri ve idari sistem öngördüğü dile getirildi.

DAF açıklaması şöyle devam etti: “Dêrsim’e uygulanan soykırımın mimarları; Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Abdullah Alpdoğan’lardır. Dêrsim’e Cumhuriyet’ten önce, Osmanlı döneminde de harekâtlar düzenlendi. 1907, 1908, 1909, 1916, 1926, 1930, 1931, 1935, 1937 ve 1938’de büyük çaplı 10 askeri harekât yapıldı. Bu askeri harekâtlar sonucunda kaç insanın öldüğü, kaçının başka bölgelere sürüldüğü, kaç kişinin yaralandığı hala tam bilinmiyor.“

‘Seyid Rıza ruhani liderimizdir’

Türk egemen güçlerinin günümüzde Gülen Cemaati-AKP-Genelkurmay şeklinde katliamcı zihniyetini sürdürdüğünü hatırlatan DAF, “Dêrsim Soykırımı’na atfen Başbakan Recep Tayyip’in Erdoğan’ın özürü, bilinç çarpıtması, gerçeklerden kendisini arındırıp, Dêrsimlilere kendisini şirin gösterme oyunlarıdır. Sistemin Dêrsim karşısındaki zihniyeti değişmedi asla değişmez. Çünkü Kürd Kızılbaş inancının damarları hâlâ o coğrafyada diridir, yaşamsal değerdedir, yeniden filiz verecek kadar köklüdür. Yeni efendilerin korkusu budur“ ifadelerini kullandı.

DAF, Dêrsim halk önderlerinden Seyid Rıza’ya yönelik karalamalara da yanıt verdi: “Dêrsim Soykırımı gün yüzüne çıkarken, rahatsız olanlar boş durmuyor. Seyid Rıza’ya ‘zavallı, cahil, okuma-yazma bilmeyen’ şeklinde yakıştırma yapan sahtekârlar var. Oysa Seyid Rıza bilgedir, bilge olduğu kadar tarihi iyi yorumlayan ve anlayan önderdir. O, Dêrsim direniş tarihini, “Ben senin hile ve yalanlarınla baş edemedim. Bu bana dert oldu. Ama ben de senin önünde diz çökmedim. Bu da sana dert olsun” şeklinde özetlemiştir. Bu ifade, bir yandan halkların inançlarını ve kadim geleneğini, bir yandan ise sistemi anlatıyor. Gaflet, delalet ve ihanet Seyid Rıza’nın önderliğini tartıştıramaz. O bizim için hakikat kapısından geçmiş, hakka yürüyen ruhani liderimizdir.“

 

Dêrsim tarihinde 4 Mayıs

Dêrsim Soykırımı’nı başlatan “Dêrsim Tenkil Kararları“ dönemin Bakanlar Kurulu tarafından 4 Mayıs 1937’de imzalanmıştı. Kürdler söz konusu tarihi Dêrsim Soykırımı günü olarak kabul ediyor. Gün dolayısıyla başta Dêrsim, İstanbul, İzmir gibi merkezler olmak üzere birçok yerde soykırım kurbanları eylemlerle anılacak.