Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

DERSİM, VARTENİK* VE İBRAHİM KAYPAKKAYA -ERDAL DOĞAN

İbrahim Kaypakkaya, Türkiye devrimci tarihinin genç ve özgün fikirleriyle öne çıkmış yiğit evlatlarından biridir ve ne yazık ki çoğu zaman hakettiği değeri görememiştir. Kendisinin tartışmaya açık devrim teorisi ve analizlerinden çok yaşadığı dönem itibarıyla 60 yıllık İttihat-Terraki ve onun devamcısı Kemalist devlet uygulamalarını tereddütsüzce teşhir etmiş olması çok önemlidir ve başlı başına bir değerdir. Çünkü kendisiniTürk Soluna damgasını vuran o milliyetçi ve Kemalist kamptan sıyırabilmiş ender kişilerden biridir. Bu özelliliği ile de Türk Devlet yapısının ideolojik vahşet pratiklerini herhangi bir tereddüte ve kaygıya kapılmadan en net haliyle analiz edebilmeyi başarmıştır. Öyle ki Ermeni, Kızılbaş, Kürt soykırımlarını tespit ve dillendirmiş olması aynı şekilde kendisini de o vahşetin hedefi ve kurbanı haline getirmiştir ve insanlık tarihinde çok az örneğine rastlayabileceğimiz vahşi yöntemlerle çok ağır işkencelere maruz bırakılarak katledilmiştir.

 

İbrahim Kaypakkaya'ya yapılan bu vahşi barbar saldırısının bir amacı O'nu acımasızca katlederek haddini bildirmek ise diğer amacı da O'nu seven ve düşüncelerine değer verenlere büyük bir gözdağı vermekti. Çevresinde büyük bir saygı ve sevgi uyandıran, barışçıl ve mütevazi yaşamı ile örnek olan bu kişinin İttihatçı devlet yapılanmasını tüm efsane ve yalanlardan ayrı tüm gerçekliğini ana hatlarıyla sergilemiş olması İttihatçı/Kemalist iktidar sahiplerini çok ciddi biçimde tedirgin etmiştir. Malum olduğu üzere böyle ordusuz, örgütsüz bir insandan bu kadar çekinilmiş olmasının tek sebebi yaşam ve düşüncelerinin yaratacağı olası sosyal, siyasal ve tarihsel tsunami dalgalarıdır. Ki bu dalgaların kıyıya vura vura yalan, inkar ve zalimlikle inşa edilmiş yapıyı aşındırmasından korkulmuştur.

İbrahim Kaypakkaya'nın kendisine uygulanan tüm o vahşete rağmen düşünce ve inancından taviz vermemiş olması O'nun geleceğe taşınması ve ölümsüz oluşuna yetmiştir.

Bu yazının asıl yazılma sebebi;

Tekrar söylemek gerekirse İbrahim Kaypakkaya'nın bu kadar tehlikeli görülmüş olma sebebi tüm zamanların en tehlikeli silahı ve gücü kabul edilen gerçeğin farkındalığında büyük bir ceserat ve vicdan ile soykırımcı politikaları dillendirmiş olmasıdır. Bu durum rejim için tek başına çok büyük bir tehlike olarak görülmesine ve hedef olmasına yetmiştir.

İbrahim Kaypakkaya hak ettiği üzere hem dün ve bugün hem de gelecekte Dersim'de ve Dersimlilerin yaşadığı tüm diasporada genç, yaşlı herkesce yoğun bir sevgi ve saygı ile anılıp, sevilecektir.

Çünkü İbrahim Kaypakkaya onların oğlu, kardeşi veya abileri olarak hep en sevdikleri yakınları olarak görülmüştür. O halen son yıllarını geçirdiği İç Dersim köylerinde yaşanan küçük kırgınlıkları gidermek için tarafları bir araya getirerek barıştıran, köy işlerine yardım eden onlardan biridir.

Son yıllarını geçirdiği bölge yüzyıllarca tekçi devlet politikalarının doğrudan ilk hedef aldığı bölgelerden biri olmuş, en son 1937-38 ve sonrasında dahi ilk hedef alınıp yaşamın kurutulduğu bölgelerdendir. Buraların 1915 ve 1937- 38 den sağ kurtulabilmiş kurban ve yakınlarının yaşadıkları trajediler İbrahim Kaypakkaya'nın dikkatinden kaçmamış olmalıdır ki düşüncelerinde etkilerini görebiliyoruz. Çünkü soykırım kurbanlarının bilgi ve görgülerine ilk elden sahip olmak o zamana kadar hiçbir kütüphanede bulunmayan bir bilgi kaynağına ulaşmak anlamında büyük bir fırsat ve şanstır. Aynı zamanda da ölümdür! Haliyle İbrahim Kaypakkaya'nın edinmiş olduğu bu bilgi ve görgünün O'na sağladığı donanım, analiz ve tespitler O'nu çağdaşlarından onlarca yıl geleceğe savurmuş ve kendi kuşağının fikri dünyasından büyük oranda ayırmış, özel olarak bir başka konumda değerlendirilmeyi hak etmiştir.

İttihat Terraki ve devamcısı Kemalizmin soykırım politikaları ile“yedi düvele karşı zafer kazanmış kuvvay-i milliye ve kurtuluş” efsanesini teşhir eden düşünce ve analizleri kendi devrimci düşünceleri için büyük kaldıraç olduğu tartışmasızdır.

SÖZÜN KISASI;Tüm insanlık tarihinde olduğu üzere İbrahim Kaypakkaya'ya uygulanan işkence ile ölüm ve çevresine yıldırma, göz dağı verme mesajları zalimin beklediğinin tersine sonuç doğurması şaşırtıcı değildir.

Öyle ki bugün yalnızca Türkiye'de değil onlarca ülkede İbrahim Kaypakkaya'nın binlerce seveninin sürekliliğini yaratmıştır.

Fakat halen devlette, medyada, eğitimde hemen hemen her yerde varlığını sürdüren katillerine inat onurlu bir yaşamı, yaşamı pahasına büyük bir alçak gönüllükle savunan İbrahim Kaypakkaya'nın hatırasına bir anıtın Dersim'de Vartenik'te dikilmesinin zamanı gelmemiş midir? Bu aynı zamanda Anadolu halklarına uygulanan soykırım ve insanlığa karşı suçları teşhir eden İbrahim Kaypakkaya'ya tüm insanlık ailesinin bir borcu değil midir?

Kaypakkaya'nın tüm dünya halkları nezdinde saygınlığını koruyacağına inancım tamdır. Kendisi için her türlü ideolojik kamplardan ayrı Ermenilere, Kızılbaş Kırmançlara, Kurmançlara ve diğer tüm soykırım kurbanı halklarına selamını Vartenik'ten yollamak omuzlarımızda bir borç olarak duruyor.

Işıklar içinde yat sevgili İbo..

*Vart; Ermenice Gül, -ik takısı ise -cik,cük anlamına, -e, n harfları ise kaynaştırma harfleri olarak kullanılarak Vartenik ismi yani Gülcük anlamına gelmektedir. Vartenik Dersim'de yaygın olarak kullanılan Kırmançki ve Kurmançki söylemleri ile Vartinik olarak dillendirilmektedir.

**Avukat-Erdal DOĞAN**

02/06/2012