Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Sol'a ve Aleviler'e Rağmen"-Ersin Yıldız

  •  >Kürtler direndiği için mi, sol gelişmiyor? Ben de şunu sorarım; Sol gelişemediği için Kürtler direnmek zorunda olmasın?<

    Sosyalist olarak nicedir nakarat bağladım safımın “ideolog”larına; Kürt sorunu ve Kürt hareketi, bu ülkedeki solcuların, sosyalistlerin ve devrimcilerin turnusoludur. Ona verdikleri reaksiyonla belli ederler kimyalarını. 
    19. Yüzyılın devrimci paradigmalarından aldığımız feyz ile modern çağa kılıçla hodri meydan demek her ne kadar küçümsenecek bir cürret değilse de, etki alanımız, bu koca organizmanın keratinini kaşındırmaya dahi yetmiyor. Kapitalist dünyaya nüfuz eden ve burada bir nüfuza sahip olmayı başaran hareketler ise bu difüzyon esnasında sosyalist, devrimci bileşenlerinden arınmak zorunda kalıyorlar. Buna karşı ne yapmalı sorusunu ise henüz bu mübadelenin seyrine tesir edecek boyutta bir yetkinlikle tartışamıyoruz bile.
    Türkiye’de Solun, sosyalizmin ya da devrimci demokrasinin -adına her ne derseniz- yeni toplum için yeni çözümlemeler getirmedeki parçalanmışlığı, kitleselleşme sorunu ve sağın ‘milli’ vebalarından nasiplenmesi başta olmak üzere, bir dizine sorununun başında, ülkedeki iç savaş, kürt ulusal hareketi, demokrasi mücadelesi –yine adına her ne diyorsanız, hatta kimileri gibi ‘Kürt milliyetçi hareketi’ gibi background’unda ciddi bir mantık kabahati olan bir tanım getirmekte de özgürsünüz- gelmektedir.

  • Sol bu savaşın neresindedir? Dediğiniz gibi Kürtler direndiği için mi, sol gelişmiyor? Ben de şunu sorarım; Sol gelişemediği için Kürtler direnmek zorunda olmasın? Kısa yazımda bunu iredelemeyeceğim bu dafelık, sadece biraz dokundurmak istedim. Ama elbette ki Kürtler direnecekti. Özellikle bugün muhakkak direnmeleri tarihi bir gereklilik ve yine bu kanlı tarihin bir dayatmasıdır. Elbette bugün Kürtler için tarihlerinin en kara dönemlerinden biri olmakla birlikte aynı zamanda tarihi bir fırsattır da..
    Bir yanda Sol’un akıbetsiz çabaları, beri yanda geniş sünni kitlesine rağmen ısrarla ve açıkça destek verdiği Alevi mücadelesinin vurdumduymazlığı ve ‘ben kürt degilim ki aleviyim, en kötü ihtimalle Dersimliyim ama devlete karşı gelinmesine de karşıyım’ (ki edebiyatımızdaki bu yeni Alevicilik ve Zazacılık akımlarını da bir sonraki yazımda irdeliyor olacağım) aymazlığı, Kürt hareketini bezdirmeye yetmedi, çağın her türlü poltik vebasına karşı bir antikor peyda etmeyi bildi. Bugün artık kaç asırlık çark gıcırdamanın da ötesinde, paslı yerlerinden çatırdamaya, derin kesikler atarak dönmeye çalışırken, metali mukavemetini yitirmeye başlamıştır.

  • Ancak yükselişlerin ardından yeni çöküşler de yaşayanacaktır elbet, Suriye vb gelişmelerin ardından yeni mağlubiyetler tadarsak, yarın kimse bunu yadırgamamalı ve umutsuzluğa kapılmamalıdır. Yüzlerce yıldır eziyetlerle uyutulan bir halkın kalbi atmaya başladı ve kendi ritmini tutturana kadar iniş çıkışlarla, zik zaklar çizerek yükselecektir.

  • Şu kaos senaryosu da cevabını bulmalı ki; Kavmimin en kutsalı üzerine yemin edebilirim; o gün gelecek; kendi menfaatleri ya da ezilmişlik duygularıyla, aşağılık kompleksleriyle, başkalarına yaranmaya çalışanlar, kendilerini ötekiler gibi görmeye çalışanlar, bugün bizi başkalaştıran ve ötekileştiren barbarların, emperyalizmin peçete tutucusu faşistlerin eteğinde fırdolayı dönenler değilmiş gibi, tıpkı kurtuluş yıllarında osmanlının bekasını savunan o üç hilalci Türk faşistleri gibi, onlara rağmen kurulan cumhuriyeti delicesine savunan ve bizlere durmadan kırmızı çizgiler koyan birer Kürt faşisti kesileceklerdir.

  • Emin olunuz. Aynı zamanda müsterih de olunuz, bizim tarihimiz bu fırsatçı patojenler için iyi bir besin kaynağı olmayacaktır.



  • Ersin Yıldız_23.09.2012
    Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.