YENI ÖZGÜR POLITIKA ILE DAYANISMA GECESI
Önümüzdeki hafta sonu gazetemizin kuruluş yıldönümü. Frankfurt ve Londra’d
a yapacağımız dayanışma geceleriyle kuruluş yıldönümümüzü kutluyoruz. Tüm halkımızı bu gecelere davet ediyoruz.
Mücadele ile geçen 6 yıl. Kürt halkının verdiği büyük mücadelelere sahne oldu geçen yıllar. İmha ve inkar politikalarına karşı halkımız büyük bir direniş ve mücadele yürüttü. Şu ana kadar yürütülmek istenen inkarcı ve imhacı politika sahiplerinin gerici saldırılarını püskürtmeyi başardı. Gelişmeler önümüzdeki yılların da büyük bir mücadeleye sahne olacağını gösteriyor. Kürt halkı geçmişte verdiği mücadeleyi kesintisiz bir biçimde sürdürürse, başarı ve özgürlüğe ulaşmanın yakın olduğu gün gibi aşikardır.
Biz de gazete olarak geçen 6 yıl boyunca Kürt halkına karşı sürdürülen inkar ve imha politikalarını teşhir etmeyi, Kürtlerin verdiği mücadeleyi yansıtmayı temel bir görev bildik. Eksiklik ve yetersizliklerimizin olduğunun bilincindeyiz. Bunları aşmak için çalışmalarımızı değerlendiriyor ve bu yetmezlikleri aşmak için çözüm yolları arıyoruz. Bu konuda da halkımızın eleştiri, görüş ve önerilerini bekliyoruz. Yine gazetemize abone olarak, okutarak ve abone bularak sahip çıkmalarını bekliyoruz. Ayrıca, birçok zorlukla mücadele ettiğimizin de bilinmesi gerekiyor. Gazetemizin satıldığı bayilerde bazı inkarcı ve faşist zihniyetli kişiler, okurlarımız gazetemizi görmesin diye diğer gazetelerin arkasına saklıyor, satılmaması için herşeyi yapıyor. Buna karşı da halkımızın bayileri denetlemesi, gitmeyen yerleri bize bildirmesi, gazetenin eğer raflarda arka sıralardaysa onu öne görünür bir yere koyması gerekiyor. Ayrıca abonelerimiz, gazete zamanında gelmiyorsa, bize bildirmelidir. Bu geri anlayış sahiplerini ancak gazetemize sahip çıkarak boşa çıkarabiliriz. Bu konuda pratikte takip etmek geriyor.
Bu arada, yılın başından itibaren gazetemiz İsviçre’de abone kampanyası başlattı. Orada yaşayan halkımızın da başlattığımız abone kampanyasına sahip çıkmasını ve abone olarak katkı sunmasını bekliyoruz. Binlerce Kürdistanlı’nın yaşadığı bir ülkede abone sayısının yüzlerle ifade edilmesi, içinde bulunduğumuz durumu anlatmak için yeterlidir sanırım.
Ayrıca Kürt halkının özgürlük ve kimlik mücadelesini yansıttığımız, Türk devletinin gerçek yüzünü gösterdiğimiz için Türk hükümetinin baskıları sonucu aleyhimizde Almanya yargısı bir mahkeme açtı. Hukuki hiçbir temele dayanmayan bir dava bu. Almanya’daki hemen hemen tüm gazetelerin yayınladığı, yine Türk gazetelerinin haberlerinde kullandığı PKK amblemleri gerekçe gösterildi. Türk ve Alman basınının yayınlaması suç teşkil etmezken, bizim gazetede çıkması propaganda olarak değerlendirildi. Açılan bu dava konusunda da, okurlarımız ve dostlarımızın, yapacakları basın açıklamaları ve toplayacakları imzalarla gazetemizle dayanışma içinde olmaları büyük önem taşıyor.
Yani gazetemize verilecek her desteğin, inkarcı zihniyetin teşhiri ve kırılması yolunda bir adım olduğu bilinciyle yaklaşmak gerekiyor.
Bu 6 yıl süresince neden bu kadar çok baskıyla karşılaştığımızı ve tüm eksiklerimize rağmen gerici, inkarcı ve imhacı anlayışı nasıl teşhir ettiğimizi göstermesi açısından bir kaç manşetimizden örnek vererek bitirmek yeterli
İran’da binlerce yıl öncesine ait mağaralar, zorlu kış aylarında köylülere ve hayvanlarına barınma olanağı sağlıyor.





Em ‘ewul pezan nas bikin, sê çeşît rengê pez hene; pezê sor, spî û reş. Xûyê bizinê bi rik û har e, mih jî sernerm û mûlayim e.
Biletler için:
Sesi ve müziği ile ünü Amerika’ya varan Kürt sanatçı Aynur Doğan, bir süredir yaşadığı Avrupa’dan dünyaya açılma projeleri üzerine çalışıyor. Aynur Doğan, uluslararası alanda prestijli müzik şirketleri ile yeni projeleri üzerinde çalışırken, Amerika’nın Boston kentindeki Berklee Müzik Okulu tarafından kısa bir süre önce kendisine verilen “Akdeniz Müziğinin Divası” ödülü ile müzik kariyerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Yönetmenliğini yaptığım film ‘He Bu Tune Bu’ (Bir Varmış Bir Yokmuş) festivalinizde değerli bir ödüle layık görülmüştür. Bir sinemacı için tatbiki ödüllendirilmek gurur verici ve teşvik edici bir olaydır. Ancak üzülerek belirtiyorum ki bu ödülü kabul edemeyeceğim. Hepinizin bildiği gibi geçen yıl Avrupa’nın göbeğinde, Paris’te, şehrin ortasında üç siyasetçi Kürt kadını güpegündüz vahşi bir şekilde katledildiler. Dünyanın en güvenli bölgesi olarak bilinen Avrupa maalesef bu üç devrimci kadına mezar oldu. Bu katliamın üzerinden uzun vakit geçmesine rağmen Avrupa hükümetleri ve yargı kurumları maalesef yeterli bir duyarlılık gösterip olayı hala aydınlatmadılar. Avrupa ve özellikle Fransız hükümetinin bu sessizliği ve duyarsızlığı Fransız istihbaratının ve dolayısıyla hükümetinin bu olayın üstünü örtmeye çalıştığı izlenimi vermektedir. Bu olay ile birlikte, Kürtler ve ezilen diğer halklar açısından, Avrupa’nın demokratik, adil ve hümanist değerleri anlam yitimine uğramıştır. Avrupa’nın aydınları, sanatçıları, siyasetçileri bu olaya karşı yeterince ses çıkarmayarak üzerlerine düşen sorumluluklardan kaçınmışlardır. 

Hasan Coşar‘la, çıkardığı ilk kitabı ’’Tarihte ve Günümüzde Kadın’’ üzerine bir söyleşi yaparak, siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
