Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

KÜRT HAREKETİ ŞİMDİYE KADAR NE YAPTI -AZİZ ÖZ

 

Her (toplumsal) hareketin, büyüklüğüne bakmaksızın bir kelebek etkisi de olsa yaşamda
olumlu ya da olumsuz mutlaka bir etkisi vardır.  İşte bu yaşamın dinamikliğini, devingenliğini
gösterir. Bu etki kimi zaman öngörülenden çok daha erken, kimi zaman çok daha uzun 
süre sonra kendisini gösterir. Bu etki bazen çığa dönüşür ve önüne gelen herşeyi tersyüz
eder. Toplumsal tüm alanları, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, düşünsel, askeri ve felsefi
alanları halaç pamuğu gibi darmadağın eder. Çok büyük bir dönüşüme neden olan bu hareketler toplumu dönüştürdükleri gibi, kendilerinide dönüştürürler. Başlangıçta varmak istedikleri nokta ile vardıkları nokta arasındaki açısal fark kendisinin geçirdiği dönüşümü gösterir.
Ülkemizde son 30 yılda toplumun her alanında muazzam bir dönüşüme neden olan en önemli hareket Kürt Hareketidir. Bu süreç çok zorlu, acılı ve sancılı olmuştur. Tutulan yolun doğru olup olmadığı tartışmamızın dışındadır. Ancak yarattığı etki daha tüm şiddeti ile devam etmektedir.
Varolan yapılar tam anlamıyla sarsılmış, ancak yerine gelecek sistem henüz netleşmemiştir.
Dolaysiyle ülke olarak henüz geçiş aşamasındayız. 
Sözünü ettiğimiz toplumsal dönüşüm ile ilgili belirgin bir kaç noktayı vurgulamak gerekirse,
1- Kürt sorununu Türkiye'nin yanısıra dünya gündemine oturtmuştur. Dünyayı böyle bir sorunla karşı karşıya getirmiştir. Başta Türkiye kamuoyu olmak üzere dünya kamuoyu sorunu tartışmaya,konuşmaya başlamıştır.
2- Kürt olmanın utanılacak bir şey olmadığını, tam tersi, türk olmak, alman olmak, fransız olmak gibi olduğunu topluma kabul ettirmiştir. Bunun sonucu olarak kürtler utanmaksızın, rahatlıkla kürt olduklarını söyleyebilmiştir. Kürt olmayı sisteme kabul ettirmenin yanısıra, tek tek bireylere de kabul ettirmiştir. Aynı şekilde kürtçeyi de herkese benimsetmiştir. "Kürt yoktur","kürtçe bir dil değildir" safsatalarını savunanların sesi kesilmiştir. Tezlerine kendileri bile gülecek hale gelmişlerdir. Öteki azınlıkların da aynı şekilde kendileri olmalarının önünü
açmıştır. Toplumun kendisini tanımasını sağlamıştır.
3- Genel olarak eşinin, kardeşinin elli metre gerisinde giden kürt kadını, birden bire eşinin de, kardeşinin de elli metre önüne geçmiştir. Yalnızca ortadoğunun değil, dünyanın ençok kadın  gerilla barındıran hareketini yaratmıştır. Aynı zamanda Türkiyenin en dinamik, en örgütlü kadın gücünü oluşturmuştur. Büyük oranda evkadını olan kürt kadınını mücadele alanına taşımıştır.Hatta mücadeleye kadınlar ağırlık koymuştur. Bir kadın devrimi yaşanmıştır demek abartı olmaz.
4- Askerin ülke yönetimindeki ağırlığına, geri dönüşsüz bir biçimde darbe vurmuştur. Düşünülenin
aksine ordunun siyasetin dışına önemli ölçüde çekilmesinin en önemli etkeni kürt hareketi 
karşısındaki  çaresizliği ve bu çaresizlik sonucunda başvurduğu kirli yöntemlere olan toplumsal tepkidir. Elbette ki uluslararası konjüktür ve emperyal güçlerin de etkisi büyüktür.
5- Denilebilir ki türk olmayı normalleştirmiştir. Türk olmanın her hangi bir görev yüklemediğini; türk olmanın alman olmak, arap olmak, kürt olmak gibi son derece doğal olduğunu sağlamıştır. Öteki uluslar gibi türk olmanın da asker olarak doğmayı gerektirmediğini öğretmiştir. 
6- Siyasetin dilini büsbütün değiştirmiştir. Bilindiği gibi 1960'larda SOL hareket siyasetin dilini bizzat Demirel'in deyimiyle işçi, emekçi, sömürü vb. kavramları kazandırarak büsbütün 
değiştirmişti. Bu kez Kürt hareketi azınlıklar, farklı kimlikler ile ilgili dilin değişmesini sağlamıştır.Artık özellikle sağ kulvardaki siyasetçilerce azınlık adlarının hakaret olarak kullanılmasının, küfür olarak kullanılmasının nefret suçu olmasını sağlamıştır. Günlük yaşamda bu kavramların türk kavramı gibi bir değer olduğunu kabul ettirmiştir. 
7- Türkiye'de bir Türkiyelilik bilincinin olmadığını gün yüzüne çıkarmıştır. Devletin bizzat kendisinin Türkiyeli olmadığı, kendi politikalarının Türkiyelilik bilincini engellediğini çok açık bir biçimde göstermiştir.  
Gönül isterdi ki tüm bunlar kansız,kavgasız bir biçimde gerçekleşsin. Ne yazık ki böyle olmadı. Binlerce insanımızı yitirdik. Umalım ki, devlet daha aklı selim hareket eder ve şu an  yaşamakta olan başka insanlarımızın ölümüne neden olacak politikalardan vazgeçer.